20 Kasım 2016 Pazar

Niçin Avrupa’daki kovanlar iyi gelişiyor...



Nedenlerden bir tanesi kaliteli ana üretimi...

Sayın arı dostları Arıları her ne kadar bizlerin kontrolünde gibide olsa aslında evcilleştiremediğimiz ama ürünlerinden faydalandığımız yabani hayvanlar kategorisindedir.

Doğadan her ne alırsak alalım aldığımızın karşılığında yerine daha iyisini koymakla yükümlüyüz, dedelerimizin bize bıraktığını torunlarımıza daha iyi bir şekilde bırakmak da bizlerin yükümlülüğündedir....






Arılarımız geçmişten günümüze kısıtlı şartlarda gelişimi, yanlış uygulama ve seçimlerle hem de doğadaki polinasyon ihtiyacının artması ve arı ürünleri olarak bizlere yetmemeye başlamıştır, daha çok arı nüfusuna ihtiyaç duymaya başlamamızla birlikte arı hastalıkları ve yanlış uygulamalar sonucu daha az yumurta atan ve az bir nüfusla oğul atımına alışmış arılarımız çoğalmaya başlamış, buda bize verim kaybı ve arı ölümleri beraberinde maddi kayıplara sebep olmuştur..

Biz arıcılar olarak en iyiyi üretmek ve daha iyi ve kaliteli ürünler elde etmekle birlikte gelir kapımız olan arılarımızın sağlığı ve bu ürünleri tüketen değerli müşterilerimizin sağlığını da korumalıyız,
Hastalık ve zararlılarla mücadele ederken organik menşeli ilaç ve ürünleri kullanarak korunma yollarına başvurmalıyız, hastalıklardan önce kovandaki bireylerin sağlıklı ve dinç kalmaları için caba harcamalıyız...



Kovanı yöneten her ne kadar ana arı gibi gözükse de bir çok işi işçi arılar yapar sağlıklı bir ana yumurtlamak ve koloniyi feromonuyla kontrol altında tutmakla yükümlüdür, iyi bir ana demek hastalıklara dayanıklı güçlü işçiler üreten, ogul atmayan ve yumurta kapasitesi en yüksek olan anadır,


Bu bağlamda anayı üretirken ve çiftleştirirken dikkat etmemiz gereken konular vardır.

Ana üreteceğimiz koloni; hastalıklardan ari olmalı, dayanıklı olmalı, ülkemiz şartlarına adepte olmuş bir ırk olmalı, ogul atmayan bir hat olmalı, saldırgan olmayan bir koloni olmalı, bal toplama kapasitesi yüksek olmalı, ana arının günlük yumurta atma oranı yüksek olmalıdır.

Çiftleştirmede kullanacağımız erkeklerin olduğu koloni ve erkeklerin anasının geldiği kolonide bu değerlere sahip olmalıdır. Bu ve benzeri özellikleri barındıran bir koloniden yumurta ve larva alarak ürettiğimiz analar daha iyi sonuçlar verecektir.

Ana arı üretmenin de birçok farklı yöntemi olmakla birlikte ana temel unsur en geç yaştaki larvaya verilen en yüksek düzeydeki arı sütü miktarıdır. 

Bu da kaliteyi etkiler; SÜT=YUMURTA

Avrupa’daki ana arı üreticileri sadece tek tip arı ırkıyla çalışıyor. Profesyonel arıcılık yapanlar ya ana arı üretir ya da arı ürünleri üretiyor. Kısaca Lüksemburglu bir ana arı üreticisinin uygulamasından bahsetmekte fayda var.

Bu kişi larvaları başlatıcıya vereceği günden 13 gün öncesinden 4 farklı kovandan aldığı çıkanlı (çıkmaya yakın kapalı yavrulu) petekleri bir kovanda biriktiriyor. Bu kovan (dadant) başlangıçta arılı şekilde bir kuluç- kalık ve iki ballıktan oluşuyor. 

Kuluçkalığın üstüne ana ızgarasını koyup, ballığa ilk gün birer tane 4 ayrı kovandan çıkanlı çerçeve alıp başlatıcıya veriyor. 3. gün bir tur daha 4 tane cıkanlı topluyor. 5. gün bir tur daha 4 tane cıkanlı topluyor. Ortalama toplamda başlatıcı kovanında olan cıkanlı arılarla birlikte başlatıcıda 20 çerçeve cıkanlı arı oluyor. 8 gün daha bekleyip başlatıcıyı tek kuluçkalığa doldurup ana arıyı kovandan günlük yumurtalı ve lar- valı bütün çerçevelerle alıp 35-40 tane larva transfer edip başlatıcıya veriyor.

 Tıka basa dolu bir kolonide ana ürettiği için bu ana arıların yumurta atma kapasitesi çok yüksek ve genlerinden gelen üstün özelliklerden dolayı çok farklı yüksek verimli sonuçlar elde etmiş oluyorlar... 
Sürekli arı ırkları değiştirerek bir başarıya ulaşamayacağımız apaçık ortada, biz arıcılara düşen görev elimizdeki iyi olan kovanlardan usullüne göre ana ve erkek arılar üreterek arılarımızı ıslah etmektir. 




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder